25 Eylül 2016 Pazar

Finlandiya'da Taharet Musluğu Vaaar

"Türk insanı Avrupa insanına göre bakımsız; ancak temizdir"

Bu güzel tespiti Finlandiya'ya gitmeden bir gün önce buluştuğum arkadaşımın arkadaşı Mert yaptı. Mert, arkadaşımla konuşurken yanımıza geldi ve uzunca bir sohbet yaptık. Kendisi tıp öğrencisi olunca sağlıktan konu haliyle açıldı. Konu taharet musluğuna geldi ve ben de bazı sorular sordum.
Yazacaklarım size biraz ayıp gelebilir. Üzgünüm ;ancak hiç umurumda değil. 

Finlandiya'ya gelmeden önce 4 ülkede bulundum ve beni de gıcık eden noktalardan biri bu taharet musluğu olayıydı. Hiç bir klozette taharet musluğu olmadığından ben de "Temiz Avrupalılar(!)" gibi sabah akşam duş almak zorunda kalıyordum.  

Taharet musluğu ile tanışmamış biri ile evlendiğimi düşündüm oralardayken. Cinsel ilişki sonrası hastalık kapmanın kaçınılmaz olduğunu düşündüm. Açıkçası hala g.tü b.klu bir şekilde nasıl serbestçe ilişkiye giriyorlar sorguluyorum. 

Sonra kendimi çıkardım ve bu coğrafyanın çocuklarını düşündüm. Çocuklar genelde kaba tasvirle 10 yaşına kadar kendi hijyeni sağlamakta başarısızdır. Bitlenirler ve iyi yıkanmamış sebze-meyve yemekten, hatta bilmedikleri şeyleri yemekten kurtlanırlar. Mesela, benim gibi çocukluk hayatı sokaklarda akşamlar kadar oyun oynayarak geçen insanlardan, bitlenmeyen neredeyse yoktur. Çocuk bu kadar hijyenini sağlamakta bilinçsizken, taharet musluğu olmadan ne çeşit hastalık kapar diye düşündüm.

Mert tanışınca ve bu konu açılınca bu yazdıklarımı onla da paylaştım ve kendisine derslerde hiç bu konuyla alakalı bir şeylerden bahsedilip bahsedilmediğini sordum. Çocuklarda bu taharet olayından dolayı bağırsaklarda kurtlanma ve ciddi cilt sorunları oluştuğunu konusunda bilgiler verildiğini söyledi.

Şimdi ülkemizdeki bazı Avrupa hayranı 'Aptiler' hemen Mert'e yüklenmesin. Çocuk daha öğrenci. Konu uzmanına bir ara denk gelirsem ayrıca sorarım. Neticede önce şunu kabul edelim; Avrupa'lıların çoğu sabah koşmaya çıkar ancak çoğu g.tü b.oklu çıkar. Öyle dizilerdeki gibi de sabah akşam duş konusunda o kadar disiplinli değiller. Ancak hakkını verelim dışarıya bir çıkarlar ki zannedersin hijyen abidesi hepsi. Bunun üzerine Mert'in bayıldığım tespitini tekrar paylaşarak Finlandiya'ya geliyorum:

"Türk insanı Avrupa insanına göre bakımsız; ancak temizdir."

Finlandiya'nın Avrupa'dan yaşam tarzı olarak ayrılan en önemli iki özelliği "Evlere ayakkabı ile girilmemesi" ve "Taharet musluğu" kullanmaları. Ancak kullandıkları taharet musluğu biraz farklı.


Resimde gördüğünüz asılı minik duş başlığı taharet musluğu. Musluk dikkat ederseniz minik duş lavaboya bağlı. Tuvaletle işiniz bitince lavabo musluğunu önce açıyorsunuz sonra minik duş başlığındaki tuşa su gelmesi için basıyorsunuz. Musluğu açmadan tuşa basarsanız su gelmez. Çoğu insan bunu duş almak için kullanıldığını sanmış. Bu yüzden bazı yerlerde "duş almak için kullanmayınız" yazısını görürseniz şaşırmayın. 

Bu yazıyı yazarken yeni icat olarak anlatılan "Bidet" denilen temizlik aletini gördüm. Bizde "Bide" diyorlar. Bunun benzeri Bursa'daki evimde var ve babam abdest alınırken ayak yıkanması için aldı :). Yaşlı insanlar ayağını lavaboya uzatamaz diye aldı. Youtube Videosu burada. 

Mert'le bu kadar konuştuktan sonra kendisi yine çok güzel bir analiz yaptı. Dedi ki:
-Avrupa'lılar bu kadar icat yaparken, mühendislikte çığır açarken, klozete bir delik açmayı nasıl düşünemez? Alt tarafı bir delik açacaksın bu iş için. Gidiyorsun duş takıyorsun, Ben bu kafa yapısını anlayamadım.

Son olarak Finlilerin bu hijyen konusunda takdir ediyorum. Üzüldüğüm nokta bu taharet musluğunu yeni yapılan AVM tarzı binalarda görmemem. Yine havaalanlarında bir tane tuvalette bu mini duştan vardı. Umarım eve ayakkabı ile girme ve taharet musluğu konusunda Avrupalılaşmazlar!









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder