27 Eylül 2016 Salı

Erasmus OLS (Online Linguistic Support) Sınavı

Bu yazı Erasmus'a başvuru yapacaklar için. Finlandiya ile alakası yok.

Erasmusla ülkeden ayrılmadan önce teslim edilecek evraklar arasında "OLS sonuç belgesi" de istenmekte. Bu sınavın amacını Erasmus ofisine sorduğumda bana yapılan açıklama şu şekildeydi:

-Bu Erasmus'la gitmeden önceki ingilizce seviyeniz ile Erasmus'tan döndükten sonraki ingilizce seviyenizi karşılaştırma amacıyla yapılan bir sınav. Bu sınavlara göre Erasmus'un ingilizce konusunda size faydası olup olmadığına bakılacak. Bu sınavdan başarısız olursanız paniklemeyin, bu sınavın dil sınavı yerine sayılmıyor.

OLS ingilizce bir sınavı için size gitmeden link veriyorlar. Bilgisayarınızda 40-45 dk süren bir sınava giriyorsunuz. Listening kısmı olduğu için kulaklık  bulundurun ve bilgisayarınızın sesi iyi verip vermediğini kontrol edin. OLS için bir yere gitmenize gerek yok. Evinizde istediğiniz bir saat bu sınava giriyorsunuz.

Zor bir sınav değil. Essay yazma yok. Speaking yok. Ağırlıklı reading ve kısa listening kısmı var. İngilizceye başlamadan önce girilen tipik bir "seviye belirleme sınavı"nın bir tık üstü diyebilirim.

Ben bu sınavı  ciddiye aldım ve seviyemi görmek için bildiğiniz kafamı vererek sınavı başlattım. Ancak 25 dakikadan sonra biraz sıkıldım ve çok dikkatli olmadan sınavı bitirdim. Tabi bir andan coşup oyun isteyen ve bana rahat vermeyen kedimin de sınav başarımda payı büyük(!). İngilizcem "B2" çıktı ki bu seviye Finlandiya'nın benden beklediği ingilizce seviyesi idi. Şimdi asıl önemli kısma giriş yapıyorum.

Bu sınavı bir kere ciddiye alarak yapın. Buradaki arkadaşım "nasılsa prosedür" deyip ciddiye almadan sallayarak sınavı bitirdi ve şu an ingilizce dersi almak ZORUNDA. Bana kendisine gelen maili gösterdi. Bana böyle mail gelmeyince yanlış bir şey olmasın diye erasmus ofisine durumu sordum. Gelen cevap şu şekildeydi:

"Merhaba,

OLS online dil kursu sistem tarafında, dil testi sonunda otomatik olarak atanmıştır. Eğer sizin sınav sonucunuz B1 ve üzeri ise bu mail sistem tarafından size gönderilmemektedir. Eğer kurs takip etmek isterseniz, bizim tarafımızdan da size gönderilebilir."

Tabi ki takip etmek istemedim. Size tavsiyem ingilizcenize güveniyorsanız, bu sınavı ciddiye alıp bitirin. Erasmus zamanında zaten bir sürü işle uğraşacaksınız. Bir de böyle gereksiz ingilizce dersi çıkmasın.  




25 Eylül 2016 Pazar

Finlandiya'da Taharet Musluğu Vaaar

"Türk insanı Avrupa insanına göre bakımsız; ancak temizdir"

Bu güzel tespiti Finlandiya'ya gitmeden bir gün önce buluştuğum arkadaşımın arkadaşı Mert yaptı. Mert, arkadaşımla konuşurken yanımıza geldi ve uzunca bir sohbet yaptık. Kendisi tıp öğrencisi olunca sağlıktan konu haliyle açıldı. Konu taharet musluğuna geldi ve ben de bazı sorular sordum.
Yazacaklarım size biraz ayıp gelebilir. Üzgünüm ;ancak hiç umurumda değil. 

Finlandiya'ya gelmeden önce 4 ülkede bulundum ve beni de gıcık eden noktalardan biri bu taharet musluğu olayıydı. Hiç bir klozette taharet musluğu olmadığından ben de "Temiz Avrupalılar(!)" gibi sabah akşam duş almak zorunda kalıyordum.  

Taharet musluğu ile tanışmamış biri ile evlendiğimi düşündüm oralardayken. Cinsel ilişki sonrası hastalık kapmanın kaçınılmaz olduğunu düşündüm. Açıkçası hala g.tü b.klu bir şekilde nasıl serbestçe ilişkiye giriyorlar sorguluyorum. 

Sonra kendimi çıkardım ve bu coğrafyanın çocuklarını düşündüm. Çocuklar genelde kaba tasvirle 10 yaşına kadar kendi hijyeni sağlamakta başarısızdır. Bitlenirler ve iyi yıkanmamış sebze-meyve yemekten, hatta bilmedikleri şeyleri yemekten kurtlanırlar. Mesela, benim gibi çocukluk hayatı sokaklarda akşamlar kadar oyun oynayarak geçen insanlardan, bitlenmeyen neredeyse yoktur. Çocuk bu kadar hijyenini sağlamakta bilinçsizken, taharet musluğu olmadan ne çeşit hastalık kapar diye düşündüm.

Mert tanışınca ve bu konu açılınca bu yazdıklarımı onla da paylaştım ve kendisine derslerde hiç bu konuyla alakalı bir şeylerden bahsedilip bahsedilmediğini sordum. Çocuklarda bu taharet olayından dolayı bağırsaklarda kurtlanma ve ciddi cilt sorunları oluştuğunu konusunda bilgiler verildiğini söyledi.

Şimdi ülkemizdeki bazı Avrupa hayranı 'Aptiler' hemen Mert'e yüklenmesin. Çocuk daha öğrenci. Konu uzmanına bir ara denk gelirsem ayrıca sorarım. Neticede önce şunu kabul edelim; Avrupa'lıların çoğu sabah koşmaya çıkar ancak çoğu g.tü b.oklu çıkar. Öyle dizilerdeki gibi de sabah akşam duş konusunda o kadar disiplinli değiller. Ancak hakkını verelim dışarıya bir çıkarlar ki zannedersin hijyen abidesi hepsi. Bunun üzerine Mert'in bayıldığım tespitini tekrar paylaşarak Finlandiya'ya geliyorum:

"Türk insanı Avrupa insanına göre bakımsız; ancak temizdir."

Finlandiya'nın Avrupa'dan yaşam tarzı olarak ayrılan en önemli iki özelliği "Evlere ayakkabı ile girilmemesi" ve "Taharet musluğu" kullanmaları. Ancak kullandıkları taharet musluğu biraz farklı.


Resimde gördüğünüz asılı minik duş başlığı taharet musluğu. Musluk dikkat ederseniz minik duş lavaboya bağlı. Tuvaletle işiniz bitince lavabo musluğunu önce açıyorsunuz sonra minik duş başlığındaki tuşa su gelmesi için basıyorsunuz. Musluğu açmadan tuşa basarsanız su gelmez. Çoğu insan bunu duş almak için kullanıldığını sanmış. Bu yüzden bazı yerlerde "duş almak için kullanmayınız" yazısını görürseniz şaşırmayın. 

Bu yazıyı yazarken yeni icat olarak anlatılan "Bidet" denilen temizlik aletini gördüm. Bizde "Bide" diyorlar. Bunun benzeri Bursa'daki evimde var ve babam abdest alınırken ayak yıkanması için aldı :). Yaşlı insanlar ayağını lavaboya uzatamaz diye aldı. Youtube Videosu burada. 

Mert'le bu kadar konuştuktan sonra kendisi yine çok güzel bir analiz yaptı. Dedi ki:
-Avrupa'lılar bu kadar icat yaparken, mühendislikte çığır açarken, klozete bir delik açmayı nasıl düşünemez? Alt tarafı bir delik açacaksın bu iş için. Gidiyorsun duş takıyorsun, Ben bu kafa yapısını anlayamadım.

Son olarak Finlilerin bu hijyen konusunda takdir ediyorum. Üzüldüğüm nokta bu taharet musluğunu yeni yapılan AVM tarzı binalarda görmemem. Yine havaalanlarında bir tane tuvalette bu mini duştan vardı. Umarım eve ayakkabı ile girme ve taharet musluğu konusunda Avrupalılaşmazlar!









22 Eylül 2016 Perşembe

Erasmus Hibesini Almak için Bankacılık İşlemleri-Finlandiya

Şimdi anlatacaklarımı dikkatlice okumanız gerekli.
Daha önceki yazdığım "Ülkeden kötü Ayrılmak"  yazımdaki İTÜ-Vakıfbank- Telefon hattı ve Vodafone kısmını dikkatlice okuyun.  Yazı uzun, bu kısımları okumanız yeterli. Şimdi yapmanız gerekenleri özetlersem:

1-Hattınızı yurtdışı için açtırıyorsunuz.

2-Eski bir telefonu türkiye hattınızı kullanmak için yanınıza alıyorsunuz. Ben de bildiğiniz "Nokia 6300" var. Bu telefona şu an akıllı telefonlar için kullandığımız minik simkartlarını takabiliyoruz. Yanınıza alacağınız ikinci telefonun akıllı telefonlar için kullanılan küçük simkartlara uyumluluğuna dikkat ediniz.

Eski yazımı okumaya üşendiyseniz banka olayı konusunda yaşadığım sıkıntıyı şöyle özetleyeyim: Vakıfbank, Finlandiya'dan aldığım telefon hattını telefonuma taktığımda telefonuma "İnternet bankacılığı" için mesaj yollamayı durduracaktı Çünkü sistemleri simkartla beraber telefonu da algılıyormuş ve telefona başka hat takıldığında, sistem güvenlik amaçlı size mesaj atmayı engelliyormuş. Hal böyle olunca burada yaklaşık 10 gün Fin hattı alamadım. Ancak artık almam gerekiyordu. Buraya daha önce gelen arkadaşım Aslı Ekşi'yi aradım ve o bana hayat kurtaran bilgiyi verdi. Bu işlemi ben finlandiya'da yaptım ancak şunu belirteyim. Önce Vakıfbank'a mail attım durumla ilgili. Onlar bana işlemlerimde sorun olmayacağı onayını verdikten sonra 3. adımı yaptım ve hattımda sorun yaşamadım.  Siz ne olur ne olmaz ülkeden çıkmadan şimdi yazacağım adımı uygulayın:

3-Eğer Erasmus Hibe paranız benim gibi Vakıfbank'a hesabına yatırılacaksa, Vakıfbank'ın aplikasyonunu akıllı telefonunuza indiriyorsunuz. Sonra şifre alma işlemini gerçekleştireceksiniz. Şifre almak için Türkiye hattınızı yedek telefona takıyorsunuz ve gelen mesajla uygulama şifresi denilen şifreyi oluşturuyorsunuz. Uygulama şifresi işleminden sonra artık hesaplarınızı rahatça kontrol ediyorsunuz.

Bu aplikasyonun en güzel yanı, uygulama şifresi ile telefona güvenlik kodu mesajı gelmeden hesaplarınızı görebilmeniz. Yani bankadan güvenlik kodu mesajı almıyorsunuz, uygulama şifresi yeterli.

Bu sorunu da çözdük. Şu an en güncel derdim hibenin bir an önce yatması.

Hibe yattığında:

4- Turkish Bank olayını Erasmus'la gitmeden duyacaksınız. Ben Vakıfbank'tan para çekimi problem olur diye Turkish Bank'tan hesap açtım. Ancak burada OTTO ismindeki ATM'lerden Vakıfbank kartınızla günlük maksimum 300 Euro olacak şekilde hesabınızdan  para çekebiliyorsunuz. Hayatımda hiç EFT yapmayan biri olarak Turkish Bank kartlarını ne olur ne olmaz diye kullanmayacağım. 

Son: Hibe yatmadan parasız kalırsanız da panik yok! Aileniz sizin Vakıfbank'taki TR hesabına para yatırabilir ve siz bu parayı ATM'lerden çekebilirsiniz. OTTO ATM'sinden alacağınız kağıtta  her para çekildiğinden sizden kaç EURO kesildiği yazmıyor. Bunu bankadaki hesabınızdan görebiliyormuşsunuz. Kesinli miktarını öğrendiğimde buraya tekrar eklerim.

20 Eylül 2016 Salı

Helsinki- Soumenlinna Adası

Helsinki'yi uzun uzun anlatmayacağım. "Helsinki'de nereler gezilir?" tarzı bir yazı olmayacak. Helsinki ile ilgili gerçekten ziyaret edenler çok güzel bilgiler paylaşmışlar. Onlardan yararlanabilirsiniz.

Ben benim gibi Lahti'ye geleceklere Helsinki'ye nasıl gittiğimi anlatarak başlayayım. Lahti'de Scandic otelinin olduğu bölgede tren istasyonu var. Buradaki trenlere binerek Helsinki'ye gidebilirsiniz. Tren İstasyonu çıkışını mini bir otobüs terminali yapmışlar. Buradan otobüslere de binerek Helsinki'ye gidebiliyorsunuz. İsterseniz önceden internetten bilet alın ya da isterseniz şoföre para ödeyerek otobüse binin. Tercih sizin. Otobüsler Helsinki'ye çok sık gidiyor ve yolcu sayısı otobüslerde az olsa bile sürekli sefer var. Hal böyle olunca oturma numarası diye bir şey yok. İstediğiniz gibi oturuyorsunuz otobüste. Ben tren yerine otobüsü tercih ettim. Sebebini sorarsanız en büyük sebep tabiki uyku uyuyabilmek. Tren'le helsinki'ye gittiğinizde bazen tren değiştirmek zorunda kalıyorsunuz. Yani aktarma yapmak zorunda kalıyorsunuz.

Helsinki'deki otobüs terminali "Kamppi" denilen alışveriş merkezinin aşağısında.Burada inip google haritasını açarak yolculuğunuza başlayabilirsiniz.

Dile kolay, 14 yıldır İstanbul'da yaşıyorum. Helsinki'yi de bir Bursa, bir İstanbul, bir Ankara sandım ve bir günde bitmez dedim. Bu düşünceyle Soumenlinna Adasında bir "Guest House" (misafirhane) ayarladım ve haftasonu Helsinki'yi ve adayı gezerim dedim.

Helsinki ve Soumenlinna adası için 1 gün yeter arkadaşlar. Bir gün yürüyerek yeter hem de! Ben adada kaldığım için pişman değilim ancak bu durumu önceden bilseydim, adada kalmazdım. Neden iptal etmedin derseniz, maalesef Finlandiya'da genel olarak rezervasyonunuzu iptal ederseniz sizden belli bir ücret alıyorlar. Ücretsiz rezervasyon iptaline daha burada denk gelmedim.

Helsinki geziniz için ihtiyacınız olan şey akıllı telefon  ve şarj etmek için elde taşınan şarj cihazı. Tabi bilmiyorsanız önce akıllı telefonunuzdan "Google Harita" özelliğini kullanmayı öğrenin. ,

Bana göre Helsinki'de görmeniz gereken yerler:
-Rock Church
-Senate Square (Önünde foto çekmeniz farzdır)
-Market Square
-Seurasaaren -Açık hava müzesi
-Soumenlinna adası

Sibellus anıtını bana göre görmesiniz de olur.

Açık hava müzesi ve Soumenlinna adası dışında yazdığım yerler bir alanda ve birbirlerine yakınlar. Hiç Kent kartı alayım falan demeyin. Daha doğrusu kıçını kaldıramayan tembellerden iseniz o zaman kent kartı alın. Lafım tabi ki yirmili yaşlarda olan genç insanlara...

Açık hava müzesine Market Square'den yürüyerek bir saatte varıyorsunuz. 1700 -1800'lü yıllara ışınlanıyorsunuz.

Soumenlinna adası içinde 5 euro ödeyerek 12 saat git gel hakkı kazanıyorsunuz. Nasıl diyeyim: mesela kartı okuttuğunuz saat akşam 5. Sabah 5'e kadar git gel hakkınız var. "Sunlines" yerel feribotlarına biniyorsunuz  bu kartla. Başka firmayla giderseniz daha fazla para ödüyorsunuz ancak sistem yine aynı. Benim bindiğim feribotta 7 euro vererek 12 saat gidiş-geliş kartını elde ediyorsunuz.

 Soumenlinna adası'nı kesinlikle görün. Bu adaya fırsat bulursam kışın da gideceğim. Yunan adası olan Santorini'den sonra beni en çok etkileyen ikinci ada. Unesco'nun koruması altında olan bir ada ve doğası havası manzarası tek kelimeyle muhteşem.


İyi gezmeler...










Finlandiya- Para yatırma ve Ödeme işlemleri

Bu yazıyı benim gibi Erasmus'la geleceklere ya da bir kaç ay kalacaklara bir tavsiye niteliğinde yazıyorum. Ki baştan yazayım. Bence buraya gelmeyin! Gelecekseniz de paranızla rezil olacaksınız. Hazırlıklı olun.

1 haftalığına turistik gezi için gelecekseniz, gerek yok okumanıza.

Kira ödemek için son günüm.
Elimde para ve banka hesap numarası olan kağıtla bankaya gittim. Sıra bana geldi. Veee bankadaki kadın bana "Nakit para alamıyoruz. Kusura bakmayın" dedi. Geçen sinir bozucu diyalog aynen şöyle:

-Nakit para alamam. Yasak
-Yalnız bugün kiramın son günü ve benim bu parayı ödemem gerek. Ne yapmalıyım?
-Banka hesabı açmalısınız.
-Peki Erasmus öğrencisi olarak banka hesabı açabilir miyim?
-Hayır.
-Peki ne yapmam lazım?
-Bankada hesap açmanız gerek ve ödeme yapmanız gerek.
-Ancak Erasmus öğrencisi olarak hesap açamayacağımı siz söylediniz. Ne yapacağım ben.
-Kendi ülkenizden ödeyin.
-Türkiye AB üyesi değil ve ülkemden kira ödemeye kalkarsam extra 50 euro para daha ödeyeceğim. Ülkedeki hesapla ödeme yapamam.

Bildiğiniz böyle mal bir diyalog yaşadım. Sonra Erasmus'la geçen sene burada okuyan arkadaşımı arayarak böyle birşey var mı diye sordum. Arkadaşım böyle bir durumla karşılaşmadığını ve nakit parayla gayet güzel ödeme yaptığını söyledi.

Bunun üzerine kadına sinirli bir şekilde dönerek durumu anlattım ve "işinizi doğru yaptığınızdan emin misiniz?" diye çıkıştım. Kadın bunun üzerine bu durumun yeni bir karar olduğunu ve Haziran'da alındığını söyledi. Yani başta demesi gerekeni en sonunda söyledi. Bunun üzerine ne yapmalıyım dedim. Bana "bilmiyorum, gidin başka bankalara. sanmıyorum; ancak belki onlar hesap açarlar" dedi.

Bunun üzerine Türk arkadaşlarımı çağırarak bankaları dolandık. 3. banka en sonunda beklediğimiz cevabı verdi. Kağıdımıza baktı ve "Burada barkod var. Bu barkodu okutarak nakit ödeme yapabilirsiniz"dedi. Kiramızı bildiğiniz büfeden ödedik. Üstüne bir de her kira için 3 Euro işlem ücreti ödedik.

Durumu özetlersek:

Haziran 2016'da Finlandiya bankalar için nakit para ödemesini durdurmuş. Ödeme için ya Fin hesabınız olacak ya da AB üyesi olan bir ülkede hesabınız olacak. Ödemeler bankadaki hesabınızdan yapılacak.

Buraya kadar durum anlaşılabilir. Ancak AB üyesi bir ülkeden gelmiyorsanız burada resmen paranızla rezil oluyorsunuz. Ödeme kağıdınızda barkod varsa şanslısınız, büfeden ödeme yapabiliyorsunuz. Büfe olayına gelirsem...

Burada hala asıl işlevini anlayamadığımız (daha doğrusu merak etmediğimiz) "R-Kioski" denilen büfeler var. Bu büfelerden alış-veriş yapıyorsunuz, telefon hattı alıyorsunuz ve kira gibi ödemelerinizi yapabiliyorsunuz. Size verilen ödeme kağıdında barkod varsa, R-kioski'ye gidip nakit ödeme yapıyorsunuz. Büfedeki kişi barkodu okutarak nakit ödemenizi hallediyor.

Geri zekalı oda arkadaşımın annesi yüzünden oda kapım kilitlenmişti ve açılma ücreti de 40 Euro. Detayları bir ara anlatacağım. Bu dediğim için üzgünüm ancak söylemek zorundayım: Oda arkadaşınız ÇİN'den ise kaçın. Bana da acı tecrübe oldu bu durum. Neyse... 40 Euro ücreti vermek zorunda kaldılar ve kapım açıldı. Ancak kapımı açan görevli 40 Euro vermek istediğimde "Nakit para alamam.Bankaya ödeyeceksiniz" dedi. Haydaaaa!!! Açılan kapı da benim kapım olduğu için faturada haliyle benim adım var. Ve faturada barkod yok.

Barkod'a "Switch Code" ya da "Code Switch" diyorlar. Kurumdan 40 Euro ödeme için switch code istedim. Bana gayet rahat rahat bir finli bulun ya da AB vatandaşı bulun. O hesabından ödeme yapsın dediler. Bir de NETBANK diye birşey varmış. Buradan da ödeme yapabilirsiniz dediler. En sonunda ne uğraşacağım deyip ödemeyi çinliye yıktım. Neticede onların hatasıydı.

Erasmusla neden buraya gelmeyin diyorum. Bir kere ödeme olayının çözümünü buraya yazdım. Ancak okulun hazırladığı geziler var. Ben okulun gezisini daha uygun görüp St. Petersburg'a gitmeye karar verdim. Ancak pat diye nakit ödeme bankada olacak yazısı çıktı. Gezi de ayıptır söylemesi 275 Euro. Hollanda'lı arkadaştan rica ederek parayı onun hesabından ödedik. Özetle yine PARAMIZLA REZİL OLDUK. Sırf bu yüzden Lapland (Laponya) gezisinden vazgeçtim.

Geçen hafta yurt bana şikayetleriniz neler diye mail atmamı istedi. Onlara bu ödeme durumunu şikayet olarak şikayetlerimle beraber yazdım. Gerçekten Haziran ayından verilen banka kararını önceden bilseydik buna bir çözüm aramaya çalışırdık.

Buraya gelmeyi düşünüyorsanız bu ödeme olayını muhakkak göz önünde bulundurun.












2 Eylül 2016 Cuma

Yaşarken Hiç Komik Değildi-Finlandiya /Lahti


*İlk gün Lahdentalot yurtlarına geldiğimde ilk gece yerde uyumam yaşarken hiç komik değildi. İkinci gün ortalığı ayağa kaldırarak yatağımı getirttirdim. 

*İki hafta sonra mutfak mobilyalarımın gelmesi. Ki sigara konusunda mahkemeden ihbarname gelmeseydi kim bilir ne zaman mobilyalarım gelirdi. Detaylı birazdan yazacağım.

 *İkinci günüm: Odamda yatak yok diye deliyorum. Bir baktım yanımdaki odadaki kız gelmiş. Kızın odasında iki yatağı görünce delirdim. Dedim "Sende iki yatak var. Daha bana gelmemiş." Sonra kızla konuştuk. Kız benim erasmus öğrencisi olduğumu öğrenince şok geçirdi. "Senin Mukkula'da olman gerek, sen burada ne arıyorsun?" dedi. Benim şu an kaldığım  yurtlar kisakyla diye isimlendiriliyor. Bu yurtlar Finlandiya'da 4 yıl boyunca okuyacak öğrenciler içinmiş. Bu öğrencilere sadece boş oda ve bir dolap verilirmiş. Yatak masa sandalye gibi herşeyi kendileri almak zorundaymış. Bir de kisakyla ve mukkulayı ayrı şirketler sanırım yönetiyormuş. Bu yıl birleşip tek şirket olmuşlar. Bu yüzden de benim gibi birçok mağdur olduğu söyleniyor. Benim gibi yatağı ilk gün gelmeyen çok kişi vardı çünkü. Perde mesela hiçbir odada yok. Artık perdede ısrarcı değilim.  

*Ya ikinci günümün gecesi ya da üçüncü günümün gecesiydi... Tam emin değilim. Yanımdaki kız odasını kiraya verecekti (ki nasıl yapıyor pek anlamış değilim ya...neyse). Kiraya vereceği için gitmeden bana oryantasyonun ilk gününü kaçırdığımı öğrenince kapı ile ilgili bilgi verdi. Ki tutorum bu bilgiyi ya bana vermedi ya da unuttu. Kapılar otomatik kilitleniyor. Bu şu demek: Anahtarınız ya hep kapıda takılı olacak ya da boynunuza kolye olarak asacaksınız. Şimdiki anlatacağım durumla daha net anlaşılacak durum. Odada sigara içtim saat gece 2:30 falan. Dedim uyumadan havalandırayım odayı. Odanın dar penceresini açtım ve o dalgınlıkla kapıyı anahtarımı almadan çektim. Eesi kapı kilitlendi. Anahtar odada olduğu için içeriye giremiyorum. Telefonum da odada kaldığından kimseyi aramıyorum. Pencerenin açık olduğu aklıma geldi ancak pencere çok dar. 0 beden bir kısa boylu kız rahat geçer ancak ben değil. Neyse baktim kafam gövdem geçebilir şekilde. Ancak boyum yetişmediğinden tırmanmam gerek. Tabi mutfağımda sandalye olmadığı için önce çevreden taşlar bularak yükseklik yaptım. Sonra kızın eski yatağı vardı yatağım gelmezse diye bana bıraktığı. O yatağı da sürükleyerek cama erişecek yüksekliği zor da olsa yarattım. pencereye tırmanarak odaya girdim. Artık kolum bacağım ezildi, morluklar oluştu... Yapacak bir sey yok. Şükür ki odaya girdim. O günden sonra tabi ki anahtar konusunda artık titizim o ayrı O gece beni en çok şaşırtan şey o kadar gürültü yapmama rağmen kimsenin zahmet edip "ne oluyor?" diye bakmaması. Avrupa insanı kafası bu olsa gerek. Çünkü pencereye çıkarken saat 3'u geçiyordu ve ciddi gürültü yaptım. Normalde bu hatayı öğlen saatinde yapsaydım sorun yoktu. Tutor da bir kopya  var onu arayıp kendisi anahtarı açardı. Ancak gece saat 2 olunca ve telefon da evde olunca yapacak bir sey kalmadı ve tırmandım. 
*Odamda eksik malzemeler ve perde olmayınca sigara yasağını umursamadım açıkçası. Bir de odada tektim. Yan odamdaki kişi geldi şu an o ayrı. Sigara içtim. Mobilyalarımı getirmeyen benim gece yerde yatmama sebebiyet veren yurt beni sigara konusunda mahkemeye vermiş. Fincem olmadığı için kağıdı Finli tutor'a sordum. O bana mahkeme ile ilgili dedi ve 3 gün içinde gitmezsen basın belaya girer dedi. Kağıtta sigara ile ilgili bir şey yazmıyormuş. Kağıdın geldiği gün yanımdaki odadaki kız ailesi ile geldi. Ben de rahatsız olmasınlar diye dışarıya çıktım 2 saatliğine. Dışarıda olduğum arada gelmiş. Kâğıdı alan kızın tanıdığı bana sigara ile ilgili dedi.  

Hal böyle olunca sabah saat 8 de hemen mahkemenin olduğu adrese gittim. Elimdeki kağıdı alıp üzerine tarih attılar ve bana LahdenTalot'un aşağıda da gördüğünüz gibi kağıdını yolladılar. Kağıdı görünce hayatımın şokunu yaşadım. Odada ilk gece yerde yatmama sebebiyet vermiş. Servisi inanılmaz yavaş olan ve muhatap aradığınızda kimseyi bulamadığınız, maillerinize cevap vermeyen kurum uyarı verme konusunda jet gibi hızlı çalışmış.


 Baktım uyarı kağıdında  bir mail adresi var. Ona bildiğiniz dilim döndüğünce ben de kendi şikayetlerimi yazdım. Dedim ki:  
"Beni odada sigara içerken gören hizmetliniz benim mutfağımda olması gerek masam ve sandalyemin de olmadığını gördü. Ben ilk gece yatağım olmadığı için yerde yattım. İkinci gün yatağım geldi ki mutfak için masa ve sandalyem hala yok. Ve ben bu konudaki problemlerimi iletmek için kimseye ulaşamıyorum. Ne yapmalıyım şikayetlerimi anlayacak birini bulmak için? Sizin yaptığınız gibi uyarı kağıdı mı göndermeliyim? " 
Biraz yavuz hırsız ev sahibi bastırır durumu olduğunun ben de farkındayım ancak cidden hizmet konusunda bu kadar kötü olup üşenmeden şikayet yollamada hızlı bir kurum görünce şok geçirdim. Evet Finlandiya sigara konusunda çok sertmiş. Bunu artık öğrendim ancak mahkemeye gitmeden önce aranabilirdim. Evde içki içip alem yapsam, masamda kart oyunu oynasam emin olun hizmetli beni görmezden gelirdi. AVM'lerde ve alısveris merkezlerinde kumar oynamak için  atm tarzı kioskların olduğunu daha   önce belirtmiştim. Onların fotograflarını çekmemişim. Çektiğim zaman güncelleme olarak buraya koyarım sonra. Sonra mı ne oldu? Böyle atarlı yazınca hemen cevap geldi tabi. Masa ve sandalyeleriniz hemen gelecek diye. İnanmadım ancak geldi ve masa-saldalyem :). 

Umarım daha salak olaylar olmaz. Oldukça bu sayfayı güncellerim.