3 Kasım 2016 Perşembe

St.Petersburg Gezi Notları, Rusya için Tavsiyeler

 Daha önceki Rusya ile ilgili yazılarım için:
1- Rusya-Moskova Notları-2012
2-Rusya ile İlişkiler Kötü-St.Petersburg'ta Sorguya Alınmam

Moskova ve St.Petersburg'u görmekte ısrarcıysanız, benim gibi sade vatandaş pasaportu olan BORDO pasaportluysanız, kesinlikle bir turla gitmenizi tavsiye ediyorum. Yalnız gezmek isterseniz, Rusya sizin için sadece YEŞİL pasaportunuz veya DİPLOMATİK pasaportunuz varsa güvenli. Rusya'ya daha önce giriş çıkış yapan bordo pasaport sahipleri sorguya alınacağınız göze alarak, tüm evraklarını hazır etsinler. Yani önceden otel rezervasyonunu yapsınlar, hatta bence dönüş biletini bile alsınlar. Uçak krizinden dolayı Rusya ile ilişkiler sanıldığı kadar iyi değil. Bunun etkisini maalesef benim gibi sade vatandaşlar pasaport kontrolünde görmekteler. Bu yüzden güvenilir bir turla bu topraklara gitmenizde yarar var.

St.Petersburg'u Moskova ile kıyaslayarak anlatırsam:

1- İngilizce konusunda genel olarak iyiler. Hatta beklediğimden iyiler. Bunun tabi ki en önemli özelliği buranın meşhur bir turistik yer olması. Normal Rus halkını turistlerden dolayı pek sokaklarda göremiyorsunuz.

2-Otel servisleri mükemmel. Turistlere hizmet konusunda standartı yakalamışlar. Moskova'dayken kaldığım oteldeki kahvaltı tipik bir Rus kahvaltısıydı. Gerçi Moskova'da kaldığım otel 2 yıldızlıydı. Bu sefer kaldığım otel 4 yıldızlı  Dostoevsky Hotel'di ve kahvaltısı mükemmeldi. Kahvaltı dünya'daki tüm kahvaltı çeşitleri düşünülerek hazırlanmıştı. Bir de otel merkezi bir yerde. Hem yanında metro var hem de yürüyerek 40 sürse bile bilindik yerlere gidiyorsunuz.

3-Yeme içme Moskova'ya göre ucuz. Gerçi Finlandiya'dan sonra kendimi St. Petersburg'da bir milyoncuda gibi hissettim.

4- Tüm turistik yerler neredeyse bir yere toplanmış. Bu yüzden vaktiniz varsa yürüyerek de heryeri gezebilirsiniz. Moskovaya göre küçük ve gezilmesi daha kolay bir şehir.

Şehir hakkında tur rehberinden aldığım (onun yalancısıyım) genel bilgileri verirsem:

1-Bir ara adı LeninGrad'mış. St.Petersburg almanca kelime taşıdığı için adını Leningrad'a çevirmişler. Sonra halk oylamasıyla adı yine St.Petersburg olmuş.
2- Genel olarak havası hep yağmurlu. Yılda Ortalama güneşli gün sayısı 15 günmüş. Özetle kışın gidecekseniz, yağmura ve soğuğa dayanıklı kıyafetlerinizi alın
3- Yazın gece yarım saat sürüyormuş. Bu yüzden ülkenin yazlarına "Beyaz geceler" denilmekteymiş.
4- Kapkaççılık ve hırsızlık turistik yer olduğu için çok fazlaymış. Bu sebeple tur rehberi bizim pasaportlarımızı, migrasyon kartlarımızı başta aldı. Bize polisin turistik yer olduğundan bizi kimlik kontrolüne çekmeyeceğini, ne olur ne olmaz diye pasaportlara el konulduğunu söyledi. Gezi bitince pasaportları geri aldık. Yine bir yeri gezerken çantamızı otobüste bırakmamızı istediler.
5- En meşhur müze olan Hermitage müzesini detaylı gezmek için en az 8 YIL gerekliymiş. Başta "hadi be" diyebilirsiniz ancak içine girince hak verdim. Bina yalnız başınıza gezebileceğiniz bir yer değil. Rehber şart. Bu yüzden paranıza kıyın. Çok müzeci olmayan ben buraya BAYILDIM. Yalnız flaşla çekim yasak. Bu yüzden profesyonel kamera olmadan ne kadar foto çekerseniz çekin fotolar kalitesiz olmakta.
6-İçki alacaksanız, güvenilir yerden alın. Çünkü sahte içki maalesef ki ülkemizde olduğu gibi St.Petersburg'ta da yaygın. Ertesi sabah kör kalkan çok fazla turist varmış. Bize yine gece klubüne gidersek, içki konusunda dikkatli olmamız konusunda uyarı yaptılar. Bu arada gece klübüne gitmedim. Bu yüzden gece klüpleri hakkında bir yorum yapamam. Bu uyarı açıkçası beni korkuttu. Finlandiya'daki tutor'uma Türkiye'den Rakı getirme sözüm vardı; ancak uçağı kaçıracağımdan rakıyı alamamıştım. Ona içkiyi gemideki Duty Free'den aldım.

Kendi gözlemlerimden bahsedersem: Yeme içme ucuz ancan bazı turlar pahalı. Mesela Kanal Turunu şiddetle tavsiye ederim ancak 20 dk için 25 euro veriyorsunuz. Yine en dandik müze 300 rubleden başlıyor. Müzeye gelirsek, Ruslar müze yapmak konusunda aşmışlar. Hermitage'dan farklı olarak işkence müzesini gezdim. Ahım şahım bir müze değil ancak ciddi emek verilmiş bir müzeydi. Tasarımına ciddi özen gösterişmiş, balmumu heykelleri ciddi bir itinayla yapılmıştı.Hal böyle olunca fiyatlarda yüksek oluyor.

Dayanamadım yine St. Petersburg'dan MATRUŞKA aldım. Önceki Moskova gezimde yine paramın büyük kısmı matruşkalara ve vodka'lara gitmişti. Dosta, akrabaya matruşka ve vodka almıştım. Çok hatırlamıyorum ancak sanırım 10 adet matruşka, 5'i vodka olmak üzere 8 şişe de alkol almıştım. Bu sefer alkol masrafından yırttım. Ancak matruşka... :). Matruşkaları SAKIN mağazalardan almayın. Sokak satıcıları çok fazla ve magazadaki 1000 Ruble'lik matruşkayı, sokaktaki tezgahtan 300 Rubleye alabiliyorsunuz. 30 rublelik magnetler bile buldum. Bu yüzden magazalardan hediyelik eşya ALMIYORUZ.

Bence Finlandiya'dan St.Petersburga gideceksiniz GEMİ yolculuğu yapmayın. İnternet de yoktu, yolculuk en az 14 saat sürüyor ve sıkıntıdan öldüm. Trenle gidilebiliniyormuş. Treni tavsiye edin.

Ve son olarak İNTERNET! Yerel interneti maalesef Rus hattınız yoksa kullanamıyorsunuz. Yerel interneti kullanmadan önce Rus hattınızın numarasını girip, tele gelen mesajı da şifre olarak girip kullanabiliyorsunuz. Gittiğim kafenin wifi'nı da kafede çalışan kızın telefonu yazarak kullanabildim. Otelin de internet bağlantısı rezaletti. 5 dk.da bir bağlanti kopuyordu. Bir de sanırım internetinden virüs yedim. St.Petersburg'dan döndüğümden beri telefonumda anlayamadığım bir arıza var.

Bu yüzden gideceğiniz yere önceden haritada çalışmakta yarar var. Harita almanız da yarar var. Maalesef yine etrafta ingilizce tabela yok. Yalnız gezginler için yine gitmeden Rus alfabesini öğrenmeleri ŞART. Ben moskova'dayken bunun yararını inanılmaz görmüştüm ve bu sayede Moskova metrosunu kullanabilmiştim. Şimdi aradan 4 yıl geçince tabi ki unuttum alfabeyi. Tekrar hatırlasaydım St.Petersburg metrosunu da kendi başıma kullanmayı denerdim.

Gideceklere iyi yolculuklar...

2 Kasım 2016 Çarşamba

Rusya ile İlişkiler Kötü-St.Petersburg'ta Sorguya Alınmam

4 yıl olmuş... Rusya'nın bize uyguladığı vize uygulaması kalkmıştı. Benim de o an imkanım vardı ve gözümü karartarak bir anda Moskova'ya uçak biletini aldım. Gezimle ilgili notlar burada.  O zaman ödediğim paraya acımıştım ancak şimdi "iyi ki zamanında Rusya'ya gitmişim" diyorum. Çünkü St. Petersburg'ta sırf Türk'üm diye sorguya alındım. Rusya'da daha önce bulunduğum için sorguyu çok ucuz atlattım.

Finlandiya'da okuduğum üniversitenin LAMKO diye gezi grubu var. St. Petersburg'a 28 Ekim ve 31 Ekim arası gezi düzenleyeceklerdi. Ben de Moskova'dayken St. Petersburg'a gidemediğimden bu geziye katılmaya karar verdim. Yanımda yeşil pasaportu olan bir Türk arkadaşım da vardı. Yeşil pasaportlu olduğundan onu gözaltına almadılar. Bu arada belirteyim bu yeşil pasaport absürtlüğü avrupa ülkelerinden yok. Şaşırdık mı (!). Neyse...

Helsinkide gezi için gemimiz kalktı. Bir gün sonra St. Petersburg'a geldik. Pasaport kontrolüne girdik ve sıra bana geldi. Polis beni bayağı uzun bekletti. Telefonla bir yeri aradı. Bu arada diğer Erasmuslular da sıraya geldiler. Sonra ne mi oldu? Başka bir polis geldi ve sert bir şekilde "Benimle gel" dedi. Ben ŞOK! Milletin gözü önünde rezil olmama mı yanayım, ne olduğunu anlamama mı bilemedim o an. Diğer Türk arkadaşıma bu durumu Tur rehberlerine söylemesini rica ettim. Beni bir yere oturtturdu ve beklememi söyledi. Ama polisin gözünden ateş çıkıyordu. Yanımda bir kız oturuyordu. Nereli olduğunu sordum kızın. Suriyeliyim dedi. Sonra aynı gezi grubunda olduğumuz Vahid isimli iran kökenli Erasmuslu arkadaş da yanıma geldi. O an anladım ki bu sorgu durumu ortadoğu ülkeleri vatandaşları ve bizim için geçerli.

Sonra işkenceci tipli, nursuz bir polis odadan çıktı ve bana kabaca "Gel" dedi. O an Rusların polislerinden neden nefret ettiğini çok iyi anladım. Beni bir odaya aldı. Kabaydı. Önüme form koydu. Formu doldururken bana kendimi tanıtmamı istedi. Ben de Finlandiya hikayemi anlattım. Sonra daha önce Moskova'ya gittiğimi ve Moskova'dayken St. Petersburg'a gidemediğimden bu geziye katılmaya karar verdiğimi söyledi. Polis hemen pasaportumu inceledi ve Moskova'ya giriş-çıkışımı gördü. Bir anda kibarlaştı ve bana hava civa sorular sordu:

- Şimdi sen İstanbul'da mı yaşıyorsun?
-Evet
-Ailen Türkiye'de mi yaşıyor_
-Evet
-Kardeşin var mı?
-Evet
-Kaç yaşında.
-27 (Bu arada gerginlikten kardeşimin yaşını yanlış söyledim. Kendisi 29 şu an)
-Kardeşin ne iş yapıyor?
-Yönetmen. Reklam çekiyor.
-Finlandiya'ya ne zaman geldin?
-Agustosta
-Ne zaman ayrılacaksın?
-Aralıkta sonunda
-Ülkene dönecek misin?
-Evet

Formda ad-soyad gibi genel bilgiler vardı. Gerginlikten telefonumu yanlış yazdım. Bir de:
*daha önce ülkenizdeki bir çatışmada bulundunuz mu? ,
*ülkenizde ceza aldınız mı?,
* Rusya'dayken  ceza aldınız mı?,
*Askerlik yaptınız mı? (Erkekler için) tarzından sorular vardı.

Sonra polis kibarca çıkabilirsin dedi. 2 dk bekledim ve sonra benim St. Petersburg'a girişime izin verildi. Migrasyon kartımı aldım ve ülkeye girdim. Ancak Vahid ilk kez Rusya'ya giriş yapacağından maalesef onun sorgusu uzun sürdü ve onu 1 saat beklettiler. Neyse ki onun da sonunda girişine izin verdiler.

St. Petersburg'da şans eseri Lahti'de okuyan bir St.Petersburglu ile tanıştım. Bu durumu ona söylediğimde buna üzüldü. Sonra "Rusya'ya bir kere giriş-çıkış yaptıysan, asla korkmana gerek yok,
 sana sadece prosedür uygulanır o kadar" dedi. Ben de bana yapılan tavrın Rus uçağı krizinden kaynaklandığını düşündüğümü söyledim. Konuştuğum genç şu an hiç bir Rus'un uçak krizini hatırlamadığını söyledi. İkna olmadım. Çünkü sokaktakiler benim Türk olduğumu öğrendiklerinde gözlerinde şaşkınlık ve şok bu krizi unutmadıklarının göstergesiydi. Bana "Sen Türk olamazsın" diye şaşkınlıklarını belirttiler.

Özetle, Ruslar uçak krizi konusunda -haklı olarak- hala bize öfkeliler. İşte bu öfkenin bedelini benim gibi sade vatandaşlar bu şekilde ödüyor. Yeşil ya da diplomatik pasaportu olmayan hiç kimseye şu an -mecbur kalmadıkça- Rusya'ya gitmesini tavsiye etmiyorum. Bu arada bir daha Rusya'ya gider miyim diye sorarsanız, cevabım "Hayır!" olacaktır. Allah beni bir daha böyle bir olayla sınamasın diyorum.





Erasmus için Türklere Finlandiya'yı Tavsiye Etmiyorum. Sebeplerim...

1- Herkes öyle yazılan gibi ingilizce bilmiyor. Devlet dairelerinde bir kişi genelde iyi ingilizce biliyor. İngilizce tabela yaygın değil. Ha, Türkiye'ye göre tabiki ingilizceyi herkes biliyor.

2- Paranızla rezil olacaksınız. Haziran'da Finlandiya Hükümeti nakit parayla company dediğimiz kurumlarda ve bankalarda ödemeyi yasaklamış. Bu konu ile ilgili detaylı yazım burada
Bu durum beni artık pes ettirdi. İlk gece yerde yattığım için ve mobilyalarım geç geldiği için bana Ekim ayı için 35 Euro indirim yaptılar. Ancak elimdeki barkodla R-Kioski'ye gittiğimde bana kağıtta yazan miktari ödeyebileceğimi ve 35 euroluk indirimi yapamayacaklarını söylediler. Mecbur kirayı yine tam ödeyip Lahden-Talot'a gittik. Lahden-Talot'taki "gerzekler" bana Kasım ayı için bankadan kredi kartı ile ödeme yapabileceğimi söylediler. Eyvallah dedim. Dün bankaya kiramı ödemek için gittim ve bana kredi kartı ile ödeme yapamayacaklarını bunun da yasak olduğunu söylediler.

Eski öğrencim (şimdi arkadaşım) bana Finlandiya'dan birini ayarlamıştı ödeme konusunda. Sıkıntı olursa bu Finliden yardım alabileceğimi söylemişti. El mahkum utana utana kıza banka hesabını kullanıp kullanmayacağımı sordum. Başta kız bana bir sürü soru sordu. O an anladım ki kız durumu bilmiyor. Durumu açıklayınca ŞOK oldu, bu durumu bilmediğini söyledi ve benim adıma çok üzüldü. Çünkü artık dayanamayıp kıza şöyle yazdım. "Maalesef Finlandiya'da okumayı hiç bir Türk'e bu ödeme olayındaki zorluklardan dolayı tavsiye edemeyeceğim." Aslında bu Finli gibi burada yaşayan bir çok Finli ve EU vatandaşı bu durumu bilmediğinden onlardan hesaplarını kullanmayı rica ettiğinizde size bilmeden tuhaf tuhaf bakıyorlar. Bu kızcağız da halime cidden üzüldü ve başka şehirde yaşadığı halde eğer kimseyi bulamazsam, benim için Lahti'ye gelip kirami ödeyeceğini söyledi. Hal böyle olunca ben de önce bir Lahdentalot'a gideceğimi onlar yardımcı olamazlarsa, kendisinden yardım isteyeceğimi söyledim. Eğer kız gelemezse, mecbur artık kirayı tam ödeyeceğim.

3-Fin'ler bizi sevmiyor. Aslında her yabancıya mesafeliler ancak bize biraz daha. Sebeplerini .burada detaylı yazdım.

4-Yine bir Finli içki içmeden ne yazık ki sosyalleşemiyor. İçtiğinde de zıvanadan çıkıyor. Benden demesi. Yine acayip melankolikler. Şahsen bu durum beni rahatsız etmese de artık benim gözüme bile fazla geldiğini söylemek zorundayım.

5-"Love is not in the air in LAHTI" canım. Helsinki nasıldır bilemem. Detaylı yazım burada.

6-Hayat pahalı.Türkiye'den -20 derece için kesinlikle mont almanızı tavsiye etmiyorum. Buradan almanızdan fayda var. Ancak iyi bir mont için 150-200 euroyu kafanızdan çıkarın. Yine sebze ve meyve şu an kış yüzünden daha da pahalı olacak. Hele şu an Euro 3.45 olmuşken, bundan ne kadar etkilendiğimi size anlatamam :(


Yine de ben bu insanları seviyorum. Ancak burada hayat bizim için zor. Özellikle banka işlemlerini buraya illaha gelecekseniz önceden ayarlayın. Yani kiranızı bankadaki hesabınızdan ödemenizi sağlayacak bir sistem varsa bunu buraya gelmeden önce halledin. En basitinden okulun Lapland ve St. Petersburg gibi gezileri oluyor. Ve bu gezilere para ödemeniz için yine bir banka hesabına ihtiyacınız var.