26 Haziran 2023 Pazartesi

Japonya 2023 gezisi

 Merhaba

Yine Güney Kore yazımda olduğu gibi ülkeye girmeden önce, ülkeye girince ve ülkeden çıkınca yapmanız gerekenleri yazacağım. Gezdiğim, yediğim ve gördüğüm bana kalsın.

Japonya’ya gelmeden önce… Yani ülkeden ayrılmadan önce

📍PCR testi zorunluluğu yok. 

📍Ama ülkeye gelmeden önce digital ortamda doldurmanız gereken evraklar var. Evrakları dolduracağınız site 

”visit japan web” sitesini dikkatlice okuyup dolduruyorsunuz. Covid aşı sertifikanız varsa bunları yüklemenizi istiyorlar. Tüm aşıların gösterildiği barkodlu evrağı yükleyin. Ayrı ayrı yüklerseniz size ülkenin karantina merkezi başka evrak yüklemeniz  konusunda mail atıyor. 


Uçak biletinizin uçuş numarasına kadar soru soran bir evrak dolduruyorsunuz bu sitede. Sonunda size bir immigration code ve custom code verilecek. Bunları ülkeye gelmeden yaparsanız pasaport kontrolünden gerçekten hızlı geçiyorsunuz. Bu işlemler için asla ÜCRET ÖDEMİYORSUNUZ, ÖDEMİYORSUNUZ!!! Sakın yanlış siteye girmeyin.


Türkiye'den ayrılırken havalimanında:

Bu kodları alıp evrakları doldurmanız ülkeden kolayca çıkmanız için de önemli. Bu seferki yolculuğumda anksiyete ataklarımı uyandıracak sorulara denk geldim. Biletimi qatar airways'den aldım.  Qatar airways , bence haklı olarak, uçağa binmeden evraklarınızı kontrol etmek istiyor. Güney Kore için KETA elektronik vizesi hakkındaki yazımda bu  durumu detaylı anlattım. Ama Japonya konusunda işgüzar bir çalışana denk geldim. Bana “japonya vizeniz var mı?” dedi. “Japonya için vize almaya gerek yok.” dedim. Çalışan işgüzar diyorum çünkü qatar airways sitesi de sizi gideceğiniz ülke konusunda vize durumu varsa uyarıyor. Yani kendi web sitelerinde de durum yazıyor. Bu arada şükür ki "Qatar-Doha" havalimanı için Transit vizeye hala gerek yok🙏


“Japonya vizeniz var mı?” sorusunu ikinci kez maalesef hiç beklemediğim biri sordu: Pasaport kontrolündeki polis 🤷‍♀️. Ben şokta “hayır, gerek yok” dedim.  Hemen immigration code ve custome code evraklarını gösterdim. Sorunsuz ülkeden çıktım. 


Japonya’ya geldiğinizde:

Öncelikle bordo pasaportlu olduğumu belirterek cümleye başlayayım. Öyle “ucuza Avrupa’ya şöyle gittik” diyen (!) yeşil pasaportlu değilim. Unutmayınız ki her ülke sizden dönüş biletini görmek ister. Ben Güney Kore ve Japonya’da aynı şeyi yaptım: ikisinde de dönüş biletini aldım.  Gezi programımı anlatmayacağım ama kısaca özetlersem: Gezim Tokyo’da iki gece konaklamayla başlıyordu, Kyoto-Hiroşima-Kuşimoto diye devam edip Fukuoka’da bitiyordu. Bu gezi programında mecburi birer gece Osaka ve Hiroşima'da konakladım.  Pasaport kontrolündeki polis Japonya’da 9 gün kalıp 2 günlük Tokyo rezervasyonunu görünce doğal olarak Japonya planımı sordu. Ona kısaca  gezimi anlattım. Sonra dönüş biletimin çıktısını gösterdim. Dönüş biletini görünce "tamam", dedi ve Eylül'e kadar olan Japonya’ya giriş iznini bana verdi✌️


📌Tokyo Haneda Havalimanında yapılacaklar:

24 saat açık olan ama ulaşımı ve exchange office gibi dükkanları kapalı olan Haneda Tokyo İstasyonunda doğal olarak Terminal 3’te olacaksınız. Bu iyi bir şey çünkü bir tek Terminal 3 açık. terminal 1 ve 2'ye gelen ama geceyi geçirecek yeri olmayanlar Terminal 3’e shuttle bus denilen ücretsiz otobüslerle geliyormuş.


Nakit para öyle anlatıldığı gibi çoook önemli değil ama nakit paraya ihtiyacınız olacak. Bu nedenle en az 100-120 doları japon yenine çevirmenizde fayda var. 


📌Japonya’da ulaşım:

“Ben sadece Tokyo’da olacağım.” ya da “Tokyo sonra da Okasa’da olacağım” diyorsanız, yani en az 2 şehir görecekseniz Shinkansen denilen hızlı trenler için “JR pass card” almanıza gerek yok. Ama Japonya’da benim gibi 6-7 şehir görecekseniz ve Japonya'yı belki bir daha göremem deyip baştan sonra gezecekseniz, “JR pass card” alın. Çünkü hızlı trenden başka iyi alternatifiniz yok.  Ben maalesef JR pass card almadım ve indirimli yolculuktan yararlanamadığım için pişmanım. 


Çok bahsedilen “suica card” ve “pasmo” şehir için ulaşımda etkili kartlar. Kartların JR hızlı trenlerinde etkili olduğunu öğrenemedim. Maalesef ulaşım kartımı Suica kartımı Tokyo’dan çıkarken kaybettim 🤦🏽‍♀️ Suica kartı, debit kart olarak da kullanabiliyorsunuz. Yani içindeki parayı kredi kartı gibi kullanabiliyorsunuz. Kaybetmekten çok içindeki paraya hala içim acır…Çünkü o parayı ülkeden ayrılırken alabiliyorsunuz. 


İllaha da bir ulaşım kartı almak zorunda değilsiniz. Otobüs ve tramvay içinde de ödeme yapabiliyorsunuz. Ama nakit bozukluklara ihtiyacınız var. işte burada nakit paralar önemli oluyor.


Japonya ulaşımına hemen alışmayı beklemeyin. Tokyo ulaşımı en karmaşığı. Kendimce sistemlerini bir Japon kadar çözebildiğim için mutluyum. 


📌Japonya'da Otel mi & Gueshouse mu?

Kadın olarak ve yalnız gezen biri olarak benim için her zaman güvenlik ön plandadır. Japonya'ya da "bir kadının rahatça yalnız gezebileceği bir ülke" olarak bildiğimden gittim. Tokyo’da "cube hotel" denilen baya tabut gibi yerde kaldım. Gezi programım yoğun olduğundan sadece yatmaya gideceğim yer için fazla para vermek istemedim. Ama temizdi ve beni hiç rahatsız etmedi. Tavsiye ederim. Yer ve adı: Shibuya -  Almond Hostel & Cafe.


Gezi programımda Osaka’da mecburi konakladım. Osaka’ya beklediğimden geç vardım, rezervasyonum yoktu, akşamdı ve kalacak bir yer bulmalıydım. Bu tip durumlarda yine makul olmaya çalışırım ama güvenlik için parası neyse de öderim. 3 yıldızlı oteldi kaldığım yer ve verdiğim paraya asla değmedi. Adı: hotel landmark umeda. 

Yine Hiroşima’da ciddi ciddi gece sokakta kalıyordum. Livemax hotels& resorts denilen bir yerde tabiri caizse yalvararak kaldım. Okasa’daki otelden daha az para ödedim ve oda güzeldi.  Fukuoka’da şükür oda bulup bir guesthouse’a rezervasyon yaptırdım ama şansıma pis çıktı. Osaka ve Hiroşima hariç rezervasyonların hepsini  Agoda sitesinden yaptım. Özetle ister pahali olsun ister ucuz olsun kalacak yerin temizliği ve rahatlığı şansınız oluyor. 


📌İletişim ve telefon

Güney Kore ile kıyasladığımda Japonya’da beni en çok şaşırtan şey internet yavaşlığı oldu. Havalimanı interneti zayıftı. Ailem ile iletişim kurmak için alternatifleri değerlendirmeden havalimanından 7 günlük ön ödemeli internet hattı aldım. Sadece internet içeren bu sim kartlara "prepaid data sim" deniyor. Bu hatlar için telefonunuzun sim kilidi olmamalı. Daha detayını yine Güney Kore yazımda belirttim. Pahalı olduğunu bilerek aldım. Çünkü maalesef gece havalimanına geldim ve sabah da havalimanından sonra otele uğramadan gezi programını devreye sokacaktım.

Yine Güney Kore ile kıyaslarsam data cell hatların internet hızı ne yazık ki yavaş.


📌Kısa gözlemlerim:

Japonya bir kadının tek başına rahatça gezebileceği güvenli bir ülke. Gezi programımı anlatmayacağım ama inanın köyüne de gittim, Türk Müzesi gibi Tokyo ve Osaka'ya büyük şehirlerine ters düşen yerlere de gittim. Her ne kadar Güney Korey’i övüyor gibi görünsem de Japonya, Güney Kore ile aslaaaaa kıyaslanamaz. Güney Kore’nin Seoul başkentinde de oldum, Tokyo’da da oldum.  Tokyo’nun bambaşka bir yer olduğunu söyleyebilirim. Tokyo, beni resmen heyecanlandırdı. Bir yer beni uzun zamandır heyecanlandırmamıştı. Akıl almaz bir yer. Tokyo, sadece Japonya’nın başkenti değil, dünyalı bir yer. Kozmopolit, aşırı zengin, aşırı elit ama her insanı kucaklayan ve her insana eşit davranan bir yer. O kadar zenginlik ve elitlik fışkıran caddelerde gezerken herkes size gülümsüyor ve foto çektiğinizde yürüyüşünü durdurup sizi bekliyor.  Binalarda güvenlik yok. Koskoca gökdelenler içinde halkın her kesiminin alış veriş yapabileceği yerlere giriyorsunuz. İnanılmazdı…


Öz eleştiri yapmak gerekirse:

Yurtdışında bize neden kaba dediklerini Tokyo'ya gidince anladım. Tokyo ve Osaka’da aktif olarak metroyu kullandım ve inanılmaz insan kalabalığındaydım. Japonya'da büyük kentlerdeki metrolar gerçek anlamda metropolisler, bir nevi büyük AVM’lerdi. Birbiri ile kavga eden, birbirine bağıran ya da söylenen Japon’a denk gelmedim. Birbirinin sırasını almaya çalışan ya da “acelemm varrrr ayyy” diye herkesi geçmeye çalışan bir Japon'a denk gelmedim. Orada kalabalıktan ve karmaşadan bunalıp kendi kendine söylenen tek kişiiii: Ben’dim. Bizim ülkede böyle kalabalıklara inanın kimse gelemez. Japonya bana ulaşımda saygı konusunda iyi bir ders verdi.


Bu arada Güney Kore’de ulaşımda erkeklere uyuzdum. Bizim Türkler gibi bacaklarını açarak oturan ve rahatsızlığımı beden dilimle gösterdiğim halde istifini bozmayan, benim kalkmamı beklemeden hızlı trende üzerimden geçerek koltuğuna oturmaya çalışan tırnak içinde "öküz" Koreli erkekler vardı. Üzerimden geçene de ters ters baktım (huyum kurusun). İşin en acısı iki erkek de benim neden agresifleştiğimi anlamadı. Çünkü bu durum normalleşmiş. Japonya’da böyle bir öküze denk gelmedim. Bu konuda da saygılılar.


Yine "7/eleven" gibi dar marketler kalabalıksa Koreli erkeklerin üzerimden para uzattığını ve benim çıkmamı beklemeden arkamdan beni sıkıştırarak geçmeleri sinir etmişti. Japonya'da istersen kasada kalabalıkta 10 dk dur, kimse bir şey demiyor.  


Japonya’nın kast sisteminin olduğunu bilsem de buradaki insanların birbirine bu kaos ortamında saygısı inanılmazdı. Dediğim gibi kendimce derslerimi olumlu yönde çıkardım.


Kore’de ve Japonya’da  35 ya da 40 yaş üzeri Türkiye’den geldiğimi söyleyince mutlu bakıyor. Tarihsel bağı ve ilişkileri bilenler onlar. Gençler ise tüm dünyada olduğu gibi durumdan bir haberler :)


📍telefon ve süreç.

Tabi ki tax free magazası olan Yodabashi’den telefon aldım. Bana ürünü bir poşete koyup, fişi de poşete koyup bantlayıp verdiler. Ve bu bandı havalimanında custom olana kadar açmamamı söylediler 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder